Aprilia, yüksek performanslı ve sınırlı sayıda ürettiği özel modellerinde “X” harfini kullanmayı gelenek haline getirdi. Şimdi ise bu serinin en iddialısı geliyor: Aprilia XGP. Yeni bir ticari marka başvurusuyla resmileşen XGP, markanın bugüne kadar geliştirdiği en egzotik ve MotoGP’ye en yakın motosiklet olma iddiasıyla dikkat çekiyor.
Yeni modelin adı, “X” harfinin içerisine entegre edilen “GP” ibaresiyle hem estetik hem de sembolik olarak Aprilia’nın MotoGP yarışçısı RS-GP’ye doğrudan bir övgü niteliğinde. Aprilia’nın sınırlı üretim X serisi, ilk kez 2019 yılında RSV4 X modeliyle sahneye çıktı. Bu tamamen pist odaklı canavar, 225 hp gücündeki RSV4 1100 motoruyla donatılmıştı. Ayna ya da far gibi yol gerekliliklerinden arındırılmış bu model, sadece 10 adet üretildi ve oldukça hafif bir yapıya (yaklaşık 165 kg) sahipti.
Yeni XGP adının tescillenmesi, sırada benzer hatta daha iddialı bir makinenin olduğunu gösteriyor. İsimdeki “GP” ibaresi, bu modelin MotoGP’den sadece esinlenmekle kalmayıp, doğrudan RS-GP DNA’sı taşıyacağını işaret ediyor. Bu, ya bir başka RSV4 platformu üzerine kurulmuş özel bir pist makinesi ya da doğrudan MotoGP yarışçısına dayanan tamamen benzersiz bir V4 model olabilir.
Muhtemel özellikler arasında şunlar öne çıkıyor:
- El yapımı V4 motorun yarışa özel ayarlanmış versiyonu
- RS-GP aerodinamik paketiyle birebir uyumlu karoser tasarımı
- Yalnızca pist kullanımı için homologe edilmiş
- Yol tipi motosiklet gerekliliklerinden arındırılmış (emisyon, sinyal, ayna vs. yok)
- Altı haneli fiyat etiketi potansiyeli
Aprilia’nın XGP ile MotoGP’ye olan yakınlığı, sadece mekanik veya tasarımsal değil. Marka, MotoGP'deki RS-GP yarış motosikletiyle doğrudan bağ kuran bir ürün geliştirme stratejisi izliyor. Her ne kadar 2025 sezonu, sakatlık nedeniyle beklenen performansı gösteremese de, Marco Bezzecchi’nin Silverstone’daki zaferi ve Assen’de Marc Márquez’e karşı gösterdiği performans, RS-GP’nin hala zirveye oynayabilecek potansiyele sahip olduğunu kanıtladı.
XGP, bu yarışçı ruhu ve teknolojik birikimi, tamamen piste odaklı bir motosiklete dönüştürerek, yarışla tutkunun somut birleşimini temsil edecek. Tıpkı önceki X serisi modeller gibi, XGP’nin de sokaklarda yasal olması beklenmiyor. Bu, emisyon standartları ve homologasyon gerekliliklerinden bağımsız olarak, sadece pistte kullanılabilecek bir hiper-motosiklet anlamına geliyor. Üretim adedinin son derece sınırlı olması, yüksek fiyat etiketiyle birleştiğinde XGP’yi yalnızca koleksiyonerler ve profesyonel yarışçılar için ulaşılabilir kılıyor.
Aprilia XGP, markanın teknolojik birikimini ve yarış deneyimini uç noktada bir mühendislik eseri haline getiriyor. MotoGP dünyasından gelen doğrudan miras, sınırlı üretim adedi, el yapımı bileşenler ve sınırsız performans vaadiyle XGP, sadece bir motosiklet değil; bir mühendislik manifestosu. Eğer Aprilia geçmişteki fiyatlandırma trendini sürdürürse, XGP markanın altı haneli fiyat etiketine sahip ilk motosikleti olabilir. Ama bu fiyata karşılık gelen şey, sıradan bir motosiklet değil; MotoGP’nin pistlerdeki ruhunun, koleksiyonluk bir cisim haline gelmiş hali olacak.